Uydurulmuş Hadisleri İhtiva Eden Kitaplar
Rivayet
metninin lafız ve mana bakımından Kur’an’a, sahih sünnete, tarihi gerçeklere,
bazı hallerde akla, ilmi verilere aykırı düşmesi;
övme, yerme ve tavsifte aşırı ve abartılı ifadelerin kullanılması, Arapça
kurallarına göre yanlış ve bozuk ifadelerin bulunması veya başka dillerden
eklemelerin bulunması gibi veya burada zikredemediğimiz rivayetin uydurma
olduğunu gösteren başka alametler belirirse, böyle bir hadisin bulunması için
yapılacak ilk iş uydurma hadisleri ihtiva
eden mevzuat kitaplarına bakmaktır.
Uydurma
hadislere hadis adını vermek doğru değildir , çünkü
bunlar gerçekte hadis değildir. Uydurularak veya başkalarının
sözleri olduğu halde alınarak Hz. Peygambere nispet edilen bu rivayetlere
zahiren hadis şekli verildiğinden, bunları
diğer rivayetlerden ayırmak için bu isimlendirme yapılmıştır.
Bilindiği kadarıyla uydurma hadislere dair yazılan eser sayısı 40 civarındadır.[
Bunların isimleri için bakınız : Mücteba Uğur, Hadis
İlimleri Edebiyatı, 174-181, Ankara-1996. Ayrıca bu konuda yapılan
değerli bir araştırma için bakınız : M. Yaşar Kandemir, Mevzu Hadisler,
Ankara-1975 ] Bunlardan büyük
bir kısmı basılmışsa da az bir kısmı halen
yazma olarak kütüphanelerde bulunmaktadır.
Uydurma
rivayetleri muhtevi basılmış kitaplardan
bir kısmı harf sırası esasına göre (alfabetik), bir kısmı konularına göre tertip
edilmiş, bir kısmının tertibinde de her iki
metot birlikte kullanılmıştır. Bazı
eserlerde de herhangi bir sistem takip edilmeksizin uydurma hadislere dair bazı
bilgiler verilmiş ve uydurma rivayetler
rast gele sıralanmıştır.
Bir
uydurmanın alfabetik eserlerde aranabilmesi için ilk harfinin bilinmesi;
konularına göre aranabilmesi için konusunun bilinmesi, iki sistemi birlikte
kullananlarda aranabilmesi için de hem ilk harfinin hem de konusunun bilinmesi
zaruridir. Tertipinde her hangi bir sistem takip edilmemiş
olanlarda arama yapmak hayli zordur, çünkü bu halde eserin tamamının gözden
geçirilmesi gerekecektir. Bunlardan kütüphanelerde bulunabilecek başlıca
örneklerini ve usullerini kronolojik sıralamaya göre ayrı ayrı ele alalım :
1.
Muhammed b. Tahir el-Makdisi İbnu’l-Kayserani’nin (507/1113)
Tezkiretu’l-Mevzuat.
Alfabetik sisteme göre yazılmış olan bu
eser ilk mevzuat kitaplarındandır. Genelde hadis münekkitlerinden İbn Hibban
(354/965) ve İbn Adiy’in (365/975) tenkitlerinden (cerhlerinden) hareketle
derlenmiştir. Eserde rivayetlerin senetleri
hazfedilmiş, kısa metinli uydurmalar tam metin olarak
alınırken, metni uzun olanların sadece baş
tarafları alınmıştır. Metin kaydedildikten hemen sonra bunu rivayet eden zayıf
ve mecruh ravilerin isimleri zikredilmektedir. Müellif, Hz. Peygambere nispet
edilen rivayetlerin gerçekte kime ait olduklarını da tespit ve beyan etmeye de
çalışmaktadır. Eser İmaduddin Ahmed Haydar
tarafından
Marifeti’t-Tezkire fi’l-Ehadisi’l-Mevzua
adıyla Beyrut-1985’te yayınlanmıştır, farklı baskı ve neşirleri
de bulunmaktadır.
2.
el-Cuzekani, Ebu Abdillah Hüseyin b. İbrahim el-Hemedani’nin (543/1148)
el-Ebatil
ve’l-Menakir ve’s-Sıhah ve’l-Meahir.
Konularına göre tasnif edilmiştir, Kitabu’l-İman
ile başlayıp Kitabu’l-Fezail ile bitmektedir ve toplam 741 rivayeti muhtevidir.
Kitabın yazılış sebebi müelliften zayıf,
mevzu ve asılsız rivayetleri derlemesi ve bunları bu hale getiren sebepleri
açıklaması; bunlara mukabil olabilecek sahih rivayetleri beyan etmesi yolundaki
talep olmuştur, ki kitaba verilen isim de
bunu göstermektedir. Yani eserde uydurmaların yanında sahih veya en azından
uydurma olmayan rivayetler de vardır. Müellifin 40 kadar rivayet hakkındaki
hükmü tenkit edilmiştir. Eser Abdurrahman
Abdulcebbar el-Firyuvai tarafından Hindistan-1983’te neşredilmiştir. Eser ayrıca
iki cilt halinde Riyad-1994’te basılmıştır.
3.
İbnu’l-Cevzi, Ebu’l-Ferec Abdurrahman (597/1200)’ın
Kitabu’l-Mevzuat
mine’l-Ehadisi’l-Mevzuat.
Konularına göre tasnif edilmiş bir eserdir.
Bu konuda en çok tartıma
konusu olan ve en çok ses getiren çalışmalardan
biridir. Giriş mahiyetindeki
bablarda uydurmacılar, uydurma sebepleri ve uydurmalar hakkında genel bilgiler
verilmekte, (men kezebe) hadisinin varyantları üzerinde durulmaktadır.
Sonra Kitabu’t-Tevhid’den başlayarak fıkıh
bablarına göre rivayetler zikredilmekte, haklarında yorumlar yapılmaktadır.
Kendi
ifadesine göre müellif bu eserini hadisin sahihini uydurmasından ayıramayan
mukallid insanların artmış olması
gerekçesiyle ve talebelerinin isteği üzerine yazmıştır.
Eserine uydurma olduğuna kesin olarak hükmettiği rivayetleri almış,
durumu tartışmalı
olan rivayetleri ise bu kitabında değil de el-İlelu’l-Mütenahiye adlı eserinde
toplamıştır. Herhangi bir araştırmaya gerek
kalmadan, ilk bakışta uydurma olduğu anlaşılan
rivayetleri de kasten kitabına almamıştır.
Müellifin Ebu Davud, Tirmizi, İbn Mace’nin Sünenleri, el-Hakim en-Neysaburi’nin
Müstedrek’i
gibi genelde güvenilir kabul edilen kaynaklarda yer alan hadislerden bazılarını
uydurmadır iddiasıyla kitabına alması; hatta Buhari ve Müslim’in Sahih’lerinden
birer hadisi de uydurmadır gerekçesiyle zikretmesi, müellifinin bazı hadislerin
hükmünde kendisiyle çelişkiye dümesi ve
benzeri sebepler bu eserin güvenilirliğini hadisçiler arasında tartışılır hale
getirmiştir. (Kettani, Hadis Literatürü,
s.325, terc. Yusuf Özbek)
Zikredilen sebeplerden dolayı müellif “hadislerin uydurma olduğuna hükmetmek”
hususunda çok şiddetli davranmakla
suçlanmış ve kitabına bir çok reddiyeler
yazılmıştır. İbn Hacer el-Askalani
(852/1448)’nin kitap hakkındaki şu
değerlendirmesi ilginçtir : “ el-Hakim en-Neysaburi’nin
Müstedrek’i
Sahih olmayan rivayetleri sahih gibi gösterdiğinden mahzurlu; İbnu’l-Cevzi’nin
Mevzuat’ı
ise uydurma olmayan bazı hadisleri uydurma gibi gösterdiğinden zararlıdır.” Buna
rağmen bu eser araştırıcılar tarafından çok
ilgi görmüş ve sahanın temel eserlerinden
biri olma özelliğini hiçbir zaman yitirmemiştir.
Eser
tahkikli ve tahkiksiz olarak bir çok defalar basılmıştır.
Bunlardan biri de Abdurrahman Muhammed Osman’ın takdim ve tahkiki ile üç cilt
olarak Beyrut-1966’da basılmıştır.[ M. Yaşar
Kandemir, Mevzu Hadisler, s.144-145’de eser hakkında geniş
bilgi verilmektedir.
]
4.
el-Mavsıli, Ebu Hafs Ömer b. Bedr el-Hanefi (622/1225)’nin
el-Muğni
ani’l-Hıfzi ve’l-Kitab bi Kavlihim lem Yesih Şey’un fi haze’l-Bab.
Eser
türünün ilklerindendir ve bu konuda el-Firuzabadi (817/1415)’nin
Hatimetu
Sifri’s-Saade’si
(Beyrut-1986, tahkik Halil el-Meyis) gibi kendinden sonraki çalışmalara
örnek teşkil etmiş, onları
etkilemiştir. Müellifinin ifadesine göre
eser, isteyenleri ilme daha çabuk ve kolayca ulaştırmak,
farklı meslekleri nedeniyle ilimle uğraşmaya
imkan bulamayanlara yararlı olmak ve güzel şeyin
azını tattırarak çoğuna heveslendirmek, teşvik
etmek maksadıyla yazılmıştır.[
Mavsıli, el-Muğni s. 18, Kahire-1342, tahkik,
Cemiyyetü Neri’l-Kutubi’l-Arabiyye
]
Eserde
genelde rivayetler ve senedler bulunmamaktadır. Bir kısım bablar ve konu başlıkları
zikredilmekte, o bab ve konularda sahih hadisin bulunmadığı, var olan
rivayetlerin zayıf veya uydurma olduğu söylenmektedir. Zikredilen bazı konularda
“bu konuda sadece şu rivayet veya
şu rivayetler bulunmaktadır” denilerek buna istisnalar getirilmektedir.
Yazar bu kanaatlerini çoğu kere başka
muhaddislere ve münekkitlere dayandırmaktadır. Müellifin bu genel ifadeleri çok
tartışılmış ve bunlardan bir çoğunun doğru
olmadığı iddia edilerek reddiyeler yazılmıştır.
Bu reddiyelerin en ciddi olanı el-Mavsili ve el-Firuzabadi’ye cevap olarak
yazılan İbn Himmat ed-Dimeşki’nin
(1091-1175)
et-Tenkit ve’l-İfade fi
Tahrici Hatimeti Sifri’s-Saade,
(Beyrut-1987, tahkik Ahmed el-Berze) isimli çalışmasıdır.
Bu
haliyle her iki çalışma da hadis bulmakta
kullanılamaz ancak, bu çalışmalardan hangi
konuda sahih hadis olmadığı veya hangi konulardaki hadislerin sahih olmadığı
hakkında bir ön bilgi edinilebilir.
5. es-Sağani, Ebu’l-Fezail
el-Hasan b. Muhammed (650/1252)’in bu konuda iki eseri bulunmaktadır.
a.
Risale fi’l-Mevzuat.
Bu eseri
zamanında yaşayan hadis alimlerinin
zayıflığı sebebiyle camilerde, tekkelerde ve halk arasında uydurma rivayetlerin
çok yayılması üzerine yazdığını beyan eden müellif, kitabında herhangi bir
tertibe riayet etmemiştir. Uydurma diye
nitelediği rivayetleri rast gele sıralayan yazar bu hükümlerine kaynak veya kişi
adı da zikretmemiştir. Bazı tenkitçiler
onun bir takım hükümlerini isabetsiz olarak değerlendirmiş
ve onu mevzuat konusunda şedid biri
olarak kabul etmişlerdir. (M. Yaar
Kandemir, Mevzu Hadisler, s.149). Uydurmalar ve uydurmacılar hakkında bazı genel
bilgileri ve 145 rivayeti ihtiva eden bu küçük risale Necm Abdurrahman Halef
tarafından tahkik edilerek ve fihristlerle zenginleştirilerek
Kahire-1980’de yayınlanmıştır.
b.
ed-Dürerü’l-Mültekat fi Tebyini’l-Galat ve Nefyi’l-Lağat
Müellif bu eserini
zamanında yaygın olarak kullanılan bazı kitaplardaki uydurma hadisleri tespit ve
beyan amacıyla yazmıştır. Bu eserlerden
biri el-Kuzai, Ebu Abdillah Muhammed b. Seleme (454/1062)’nin
Müsnedu’ş-Şihab[Kuzainin bu eseri Ali
Yardım tarafından Türkçe’ye çevrilmiş
, mukaddime ve değerlendirmeler yazılmış
ve aslı ile birlikte
İstanbul-1999’da neşredilmiştir.]
adlı eseridir. Sağani, genellikle tasavvuf çevrelerinde
dolaşan hadis ve rivayetleri ihtiva eden bu
eserden 56 hadisin uydurma olduğunu zikretmektedir. Tamamen uydurma olduğunu
zikrettiği bazı kitaplardaki ilk ve son rivayetleri de eserine almıştır. Bu
çalışmasında da belli bir metot izlememiş,
rivayetleri rastgele sıralamıştır. Bu eseri
önceki eseriyle birlikte Ebu’l-Fida Abdullah el-Kadi tarafından neşredilmitir,
Beyrut-1985.
6. İbn
Teymiyye, Ebu’l-Abbas Ahmed b. Abdilhalim, Takıyyuddin (728/1328). Sonraki
bazı hadisçiler tarafından tenkitlerinde aşırılıkla itham olunan müellifin bu
konuda iki eseri bulunmaktadır :
a.
Risale fi’l-Ehadisi’l-Mevzua:
66 rivayeti
muhtevi küçük bir risaledir. Genelde İbn Teymiye’nin kendisine durumu sorulan
rivayetlere verdiği cevapların talebeleri tarafından onun adına derlenmesiyle
oluşan bu eserdeki rivayetler de rastgele
sıralanmıştır.
b.
Risale fi’l- Ehadisi’l-leti Yerviha’l-Kussas ;
Adından da
anlaşılacağı üzere kıssacılar tarafından nakledilen uydurma 43 rivayeti muhtevi
küçük bir risaledir, 34 rivayet önceki risaledeki rivayetlerle aynıdır.
Anlaşılan o ki yaklaşık olarak birbirinin
aynı olan bu iki risale aynı rivayetlerin farklı şekilde tertiplenmesi ve
isimlendirilmesinden başka bir
şey değildir. Bu risale İbn
Teymiye’nin Mısır-1323’te basılan Mecmuatu’r-Resaili’l-Kubra
adlı eserinin II/335-344 sayfaları arasında yer almaktadır.
7. İbn
Kayyım el-Cevziyye, Ebu Abdillah Muhammed b. Ebi Bekr (691-751),
el-Menaru’l-Münif fi’s-Sahih ve’z-Zaif
İbn
Teymiye’nin talebelerinden olan müellifin yazdığı bu eser hadis tenkidine daha
doğrusu hadiste metin tenkidine dair yeni
bakış açıları getiren nevi
ahsna münhasır orijinal bir çalışma
olarak nitelenmekle birlikte müellifin ve eserinin kıymetinin tam takdir
edilemediği ifade edilmektedir. Ancak müellifin bu eserindeki kurallara başka
eserlerinde mesela Medaricu’s-Salikiin adlı
eserinde uymamasına da teessüf edilmektedir (M. Hayri Kırbaşoğlu
İslam Düşüncesinde Hadis
Metodolojisi, s.49-50, Ankara-1999)
Bu eser
genellikle isnadına bakılmaksızın bir rivayetin metninden hareketle uydurma olup
olmadığını anlamanın imkanı üzerinde durmaktadır. Müellife göre bu mümkündür
ancak bunun için yerine getirilmesi gereken bir kısım
şartlar bulunmaktadır. Bu
şartları inceleyen, bu tür rivayetlerden
örnekler sunan eser konularına göre tasnif edilmiştir
ve muhtevasında 348 rivayet bulunmaktadır.
Eseri
tahkik eden Abdulfettah Ebu Gudde, tahkikinde çok yararlı dipnotlar yazmış,
alfabetik rivayet indeksi de dahil olmak üzere hazırladığı bir çok fihrist ve
indeks ile eseri zenginleştirmiştir.
Halep-1970’te basılmıştır.
8. es-Suyuti,
Ebu’l-Fazl Abdurrahman b. Ebi Bekr b. Muhammed Celaluddin (911/1505)’in
el-Leali’l-Masnua fi’l-Ehadisi’l-Mevzua.
Uydurma
rivayetler konusunda bir kaç müstakil eser yazan müellifin bu husustaki en
muhtevalı ve en meşhur eseri budur. Bu
eserine Mevzuatu’l-Kübra adı da verilmektedir. Suyuti’nin ifadesine göre
kendisi, bu eserini daha önce anlattığımız İbnu’l-Cevzi’ye
cevap ve onun eserindeki hatalı hükümleri tashih için yazmıştır.
İşte bu nedenle İbnu’l-Cevzinin eserindeki tertipi
bozmamıştır, yani onun eseri de fıkıh
bablarına göre tasnif edilmitir. Bazı
rivayetlerde İbnu’l-Cevzi’nin kanaatlerine karşı çıkan Suyuti haklılığını ispat
için sayfalarca şahid ve mutabi zikreder. Kendi sözlerinin
İbnu’l-Cevzi’nin sözlerinden ayrılması için sözlerine
(kultü-derim ki) diye başlamış
ve (Vallahu a’lem-Allah bilir) diye bitirmiştir.
Bu kitabındaki rivayetler hakkındaki hükümlerinde e-Beyhaki (458/1066)
gibi hadis bilginlerine itimat ettiği için bariz yanılgılara düşmekle
ve bazı şahsi kararlarında da hatalı
olmakla suçlanan Suyuti, İbn Arrak (963/1556) gibi bir kısım alimler tarafından
tenkit edilmiştir. ( M. Y. Kandemir, Mevzu
Hadisler, s.155)
Suyuti’nin
bu eseri tahkiksiz olarak iki cilt halinde Beyrut-1983’te basılmıştır.
Eserdeki rivayetler Riyaz Abdullah Abdulhadi tarafından alfabetik olarak
sıralanmış, indeks ve fihristlerle zenginleştirilerek
neşredilmiştir,
Beyrut-1988.
Suyutinin
bu konudaki diğer eserleri de şunlardır :
a.
Mevzuatu’s-Suğra. İlk yazdığı mevzuat
kitabıdır, bu eserini Leali’l-Masnua ile tamamlamıştır.
b.
Zeylu’l-Leali’l-Masnua. Adından ilk zikredilen
esere ilave gibi görünmekteyse de gerçekte İbnu’l-Cevzinin eserinin
muhtasarıdır. Suyuti tarafından bazı ilaveler de yapılmıştır.
Kitap, Leknev-1303’te basılmıştır.
c.
Taakkubat ale’l-Mevzuat. İbnu’l-Cevzinin
Mevzuatını tenkit için kaleme aldığı Nüketu’l-Bediat isimli hacimli eserinin
muhtasarından ibarettir. Burada uydurma olmadığını iddia ettiği 300 kadar
hadisin müdafaasını yapmaktadır. Eser Leknev ve Lahor’da 1303’te basılmıştır.
d.
Tahziru’l-Havas min Ekazibi’l-Kussas.
Uydurmacı kıssacılar ve onlar tarafından uydurulan rivayetleri muhtevi
bir eserdir. Muhammed b. Lütfi es-Sabbağ’ın tahkiki ile Beyrut-1984’te basılmıştır.
e.
Tahziru’l-Eykaz min Ekazibi’l-Vu’az. Uydurmacı
vaizler ve onlar tarafından uydurulan rivayetleri muhtevi bir eserdir. Ali
Toksarı’nın tahkiki ile Kayseri-1993’te neşredilmiştir.
9. İbn
Arrak, Ebu’l-Hasan Ali b. Muhammed (963-1556)’in ,
Tenzihu’ş-Şeriati’l-Merfua ani’l-Ahbari’ş-Şeniati’l-Mevzua
Konularına göre ve alfabetik olarak iki sistem
üzere hazırlanmış olan bu eser
İbnu’l-Cevzi’nin kitabı ile es-Suyuti’nin genelde bu kitap üzerine
yazdığı üç kitabının (Leali, Nüketu’l-Bediat ve Zeylu’l-Leali) genel bir özet ve
ihtisarından ibarettir. Kısacası müellif bu eserlerdeki hadisleri derleyerek bir
araya getirip tasnif etmiş ve ortaya
koyduğu bu eseri Osmanlı Sultanı Kanuni’ye sunmuştur.
Eserinin baş tarafına
uydurma hadislerin alametleri ve ortaya çıkış
sebepleri hakkında bilgi vermişظ
(men kezebe) hadisinin ravileri ve varyantlarını kaydetmiştir.
Daha sonra hadis uyduranların adlarını alfabetik olarak sıralamış
ve haklarındaki tenkitleri kısa ifadelerle
belirtmiştir. Ayrıca burada eseri
hazırlarken yararlandığı kaynakları da kaydetmiştir.
Bu faydalı giriş diğer mevzuat kitaplarında bulunmamaktadır.
Müellif
eserini üç bölüm halinde düzenlemiş, bu bölümleri de
kendi içlerinde bablara ayırmıştır. Bablara
aldığı rivayetleri de alfabetik tasnife tabi tutmuştur.
Bu durumda eserden rivayet arayacak olanlar rivayetin konusunu ve ilk harfini
bildiklerinde maksatlarına kolayca nail olabileceklerdir.
Müellif üç
bölümün birincisinde İbnu’l-Cevzi’nin uydurma olarak kabul ettiği, Suyutinin de
ona itiraz etmediği rivayetleri almıştır;
ikinci bölümde İbnu’l-Cevzi’nin uydurma saydığı fakat Suyuti’nin ona muhalefet
ederek uydurma olmadıklarını savunduğu rivayetleri almıştır;
üçüncü bölümde de İbnu’l-Cevzi’nin Mevzuat’ında yer almayan ve sadece Suyuti’nin
uydurma olarak kabul ettiği rivayetleri almıştır.
Kendi görüşlerini ve alıntılarını
genellikle başında (kultü-derim ki),
sonunda da (Vallahu a’lem-Allah bilir) ifadelerini kullanarak ayırmıştır.
Zikrettiği uydurmaların kimler tarafından uydurulduğunu da genelde tespit etmeye
ve rumuzlar kullanarak zikretmeye çalışmıştır.
Bu
muhtevalı ve yararlı eser bir çok defalar basılmıştır.
Bu neşirlerden biri Abdulvahhab Abdullatif
ile Abdullah Muhammed es-Sıddik’in tahkikli olara iki cilt halinde gerçekletirdikleri
neşirdir, Beyrut-1981.
10. el-Fetteni,
Cemaleddin Muhammed b. Tahir el-Hindi (986/1578)’nin
Tezkiretu’l-Mevzuat fi’l-Ehadisi’l-Merfuat.
Konularına
göre tasnif edilmiş olan bu eserde senedler
tamamen hazfedilmiştir. Kendi ifadesine
göre müellif eserini yazarken ifrat ve tefritten kaçınmış,
yani İbnu’l-Cevzi ve Sağani gibi bir hadise
kolayca uydurma demekten veya sahih olmayan bir rivayeti de sahih göstermekten
sakınmıştır, eserin yazılış
gayesi de budur.
Eserinin
mukaddimesinde hadis ıstılahları, uydurmacı raviler ve içerisinde uydurma
rivayetler bulunduran eserlerden kısaca bahsetmektedir. Eser aynı müellife ait
olan zayıf ve uydurmacı ravileri açık, kısa ve kesin hükümlerle tanıtan Kanunu’l-Mevzuat
ve’z-Zuafa isimli eserle birlikte basılmıştır,
Kahire-1343
11.
Aliyyu’l-Kari, Ali b. Sultan Muhammed el-Herevi (1014/1605)’nin bu konuda
iki eseri bulunmaktadır:
a.
el-Esraru’l-Merfua fi’l-Ahbari’l-Mevzua veya
kısaca el-Mevzuatu’l-Kubra.
Tamamen alfabetik olarak tasnif edilmiş
olan bu eser halk dilinde meşhur
olan rivayetleri tenkit etmeyi amaçlayan eser görünümündedir. Daha doğrusu halk
dilinde dolaşan rivayetlerden sadece
uydurma olanlarını derlemek amacıyla yazılmıştır.
Bu nedenle uydurma olduğu hakkında kesin hüküm bulunmayan rivayetler esere
alınmamıştır.
Eserinin
girişinde muhtelif kaynaklardan alıntılarla
zındıkların ve uydurmacıların durumları, bazı usul konuları ve (men kezebe)
hadisinin varyantları hakkında bilgiler verilmektedir. Çok kullanışlı
ve yararlı olan eser 1368 rivayeti muhtevidir. Eser birkaç defa basılmıştır,
bunların en mükemmellerinden biri, Ebu Hacir Muhammed es-Said Besyuni Zağlul
tarafından tahkik edilen ve fihristlerle zenginletirilen
baskısıdır, Beyrut-1985. Bu eser Ahmet Serdaroğlu tarafından
Usul-i Hadis ve Mevzuat-i Aliyyu’l-Kari adıyla
Türkçe’ye çevrilmiştir, Ankara-1966.
b.
el-Masnu’ fi Marifeti’l-Hadisi’l-Mevzu
Mevzuatu’s-Suğra
olarak da bilinen bu eser önceki eseri gibi alfabetik olarak hazırlanmıştır. 478
rivayeti ihtiva eden bu çalışmada diğerinden farklı olarak müellif mukadimesi
çok kısa tutulmuştur.
Her iki
kitabın muhtevalarındaki hadisler büyük ölçüde birbirinin aynıdır. Bu eser
Abdülfettah Ebu Gudde’nin önsözü çok geniş ve yaralı dipnotlarıyla, muhtevalı
indekslerle zenginleştirilerek basılmıştır. Beyrut-1969.
12- eş-Şevkani,
Muhammed b. Ali b. Muhammed (1250/1832)’in el-Fevaidu’l-Mecmua
fi’l-Ehadisi’l-Muvzua.
Konularına
göre tasnif edilmiş olan eserde 1423
rivayet bulunmaktadır. Zaman bakımından sonra olmanın verdiği avantajla önceki
bütün uydurma hadis kitaplarından yararlanma imkanı bulmuştur.
Merfu olduğu iddia olunan uydurmalar hakkındaki fikrini kısaca açıklayan
müellif rivayetin kime ait olduğunu da araştırmaktadır. O rivayet hakkında bilgi
ve hüküm veren eser veya şahısları da
zikreden müellif eserinin geniş
muhtevasıyla övünmekte ve mübalağalı bir ifadeyle “kimin yanında benim kitabım
olursa o kişi bir rivayetin uydurma
olduğunu araştırma hususunda başka
eserlere ihtiyaç duymayacaktır.” demektedir.
Birkaç defa
basılmış olan bu eserin tahkikli neşirlerinden
biri Abdurrahman b. Yahya el-Muallimi elYemani’nin neşridir,
Kahire-1960.
13- el-Leknevi,
Ebu’l-Hasenat Muhammed b. Abdulhay’ın (1304/1888)
el-Asaru’l-Merfua fi’l-Ahbari’l-Mevzua.
Eser
tamamıyla mübarek gün ve gecelerde kılınması tavsiye edilen namazlarla
ilgili rivayetlerin tenkidine tahsis edilmiştir.
Kendisine sorulan bir soruya karşılık böyle
gün ve gecelerde kılınan namazlarla ilgili olarak muteber kitaplarda rivayet
bulunmadığını ve söylenenlerin de aslının olmadığını söyleyince muarızı ile
aralarında şiddetli bir münakaşa
çıkar. Bu gibi rivayetlerin İmam Gazzali gibi büyük bilginlerin
eserlerinde bulunduğunu ifade eden muarıza karşılık
rivayetleri bu alimlerin uydurmadıklarını, bazı cahil zahitlerin ve din
düşmanlarının uydurduğunu, bu kitaplarda yer almasının da bir yanılgı olduğunu
anlatır. Mukaddimesinin devamında (men kezebe) hadisinden ve Hz. Peygamberin
fezaili ile ilgili yaygın uydurmalardan bahseder.
Mübarek gün
ve gecelerdeki ibadetlerle ilgili uydurmalar iki bölüm halinde ele alınmaktadır.
“Birinci ikaz” başlığını taşıyan
ilk bölümde haftanın gün ve gecelerinde kılınması tavsiye edilen nafile
namazlarla ilgili rivayetler ele alınır. “İkinci ikaz” başlığıyla
da ikinci bölümde senenin farklı günlerinde kılınması tavsiye edilen namaz ve
ibadetlerle ilgili rivayetler ele alınmaktadır. Kitabın sonunda da bu konularda
mevcut olan merfu ve mevkuf rivayetlere dair Hüsameddin el-Minkapuri’nin
Vesiletu’t-Talibin ila Rabbi’l-Alemin adlı eserden iktibaslarda bulunmakta
bunların leh ve aleyhindeki görüşlerini
zikretmektedir.
Muhtelif
baskıları bulunan bu kıymetli eser Ebu Hacir Muhammed es-Said Besyuni Zağlul
tarafından tahkik edilerek ve fihristlerle zenginleştirilerek
neşredilmiştir,
Beyrut-1984.
14- el-Kavukci,
Ebu’l-Mahasin Muhammed b. Halil et-Trablusi (1224-1305/1809-1887)’nin
el-Lü’lüü’l-Marsu fi ma la Asle lehu ev bi Aslihi
Mevdu’. Alfabetik sisteme göre tertiplenmiş olan bu eser, 742
rivayeti ihtiva etmektedir. Yazar, eserinin kısa mukaddimesinde (men kezebe)
hadisi ve varyantları üzerinde durmakta, Hz. Peygamber’e yalan isnad etmenin
tehlikesine dikkat çekmektedir. İnsanları bu tehlikye düşmekten kurtarmak
maksadıyla bu eseri yazdığını ifade eder.
Eser,
Fevvaz Ahmed Zümerli’nin tahkiki, yararlı dipnotlar ve fihristler ilavesi ile
zenginleştirilerek Beyrut-1994’de basılmıştır.
15- M.
Nasıruddin el-Elbani, Silsiletu’l- Ehadisi’z-Zaife
ve’l-Mevzua
Bu eser
Suriye’li çağdaş alim ve muhaddislerden
el-Elbani’nin neşrettiği,
Silsiletu’l-Ehadisi’s-Sahiha, gibi değerli hadis silsilelerinden birisidir. 2501
rivayeti ihtiva etmektedir. Eser sadece uydurma rivayetleri değil, zayıf
hadisleri de muhtevidir. Yazar bu tür rivayetlerin temiz İslam inancını bozduğu
ve halkın inançları arasına bir çok hurafeleri kattığı, bu nedenle de bu tür
rivayetlere karşı mücadele etmenin gerekli olduğu düşüncesinden hareketle eseri
kaleme almıştır. Eser herhangi bir sisteme sahip olmayıp, araştırmacıların daha
kolay faydalanabilmesi için her ciltin sonuna hadisleri çeşitli açılardan taksim
eden fihristler eklenmiştir.
Müellif
rivayetleri kaydettikten sonra, bunların hangi kaynaklarda yer aldığı hassas bir
şekilde vermektedir. Daha sonra bu rivayetler hakkında önceki alimlerin
söylediklerini ve itirazlarını belirtip kendi görüş ve kanaatlerini de dile
getirmektedir. Bir nevi hadis derlemesi ve şerhi görünümünde olan bu eser, 5
cilt halinde Riyad-1992’de basılmıştır.
|