Uydurulmuş Hadisleri İhtiva Eden Kitaplar

 

Rivayet metninin lafız ve mana bakımından Kur’an’a, sahih sünnete, tarihi gerçeklere, bazı hallerde akla, ilmi verilere aykırı düşmesi; övme, yerme ve tavsifte aşırı ve abartılı ifadelerin kullanılması, Arapça kurallarına göre yanlış ve bozuk ifadelerin bulunması veya başka dillerden eklemelerin bulunması gibi veya burada zikredemediğimiz rivayetin uydurma olduğunu gösteren başka alametler belirirse, böyle bir hadisin bulunması için yapılacak ilk işuydurma hadisleri ihtiva eden mevzuat kitaplarına bakmaktır.

Uydurma hadislere hadis adını vermek doğru değildir , çünkü bunlar gerçekte hadis değildir. Uydurularak veya başkalarının sözleri olduğu halde alınarak Hz. Peygambere nispet edilen bu rivayetlere zahiren hadis şekli verildiğinden, bunları diğer rivayetlerden ayırmak için bu isimlendirme yapılmıştır.

Bilindiği kadarıyla uydurma hadislere dair yazılan eser sayısı 40 civarındadır.[ Bunların isimleri için bakınız : Mücteba Uğur, Hadis İlimleri Edebiyatı, 174-181, Ankara-1996. Ayrıca bu konuda yapılan değerli bir araştırma için bakınız : M. Yaşar Kandemir, Mevzu Hadisler, Ankara-1975 ] Bunlardan büyük bir kısmı basılmışsa da az bir kısmı halen yazma olarak kütüphanelerde bulunmaktadır.

Uydurma rivayetleri muhtevi basılmış kitaplardan bir kısmı harf sırası esasına göre (alfabetik), bir kısmı konularına göre tertip edilmiş,  bir kısmının tertibinde de her iki metot birlikte kullanılmıştır. Bazı eserlerde de herhangi bir sistem takip edilmeksizin uydurma hadislere dair bazı bilgiler verilmişve uydurma rivayetler rast gele sıralanmıştır.

Bir uydurmanın alfabetik eserlerde aranabilmesi için ilk harfinin bilinmesi; konularına göre aranabilmesi için konusunun bilinmesi, iki sistemi birlikte kullananlarda aranabilmesi için de hem ilk harfinin hem de konusunun bilinmesi zaruridir. Tertipinde her hangi bir sistem takip edilmemiş olanlarda arama yapmak hayli zordur, çünkü bu halde eserin tamamının gözden geçirilmesi gerekecektir. Bunlardan kütüphanelerde bulunabilecek başlıca örneklerini  ve usullerini kronolojik sıralamaya göre ayrı ayrı ele alalım :

1. Muhammed b. Tahir el-Makdisi İbnu’l-Kayserani’nin (507/1113) Tezkiretu’l-Mevzuat.

Alfabetik sisteme göre yazılmışolan bu eser ilk mevzuat kitaplarındandır. Genelde hadis münekkitlerinden İbn Hibban (354/965) ve İbn Adiy’in (365/975) tenkitlerinden (cerhlerinden) hareketle derlenmiştir. Eserde rivayetlerin senetleri hazfedilmiş,  kısa metinli uydurmalar tam metin olarak alınırken, metni uzun olanların sadece baş tarafları alınmıştır. Metin kaydedildikten hemen sonra bunu rivayet eden zayıf ve mecruh ravilerin isimleri zikredilmektedir. Müellif, Hz. Peygambere nispet edilen rivayetlerin gerçekte kime ait olduklarını da tespit ve beyan etmeye de çalışmaktadır. Eser İmaduddin Ahmed Haydar tarafından Marifeti’t-Tezkire fi’l-Ehadisi’l-Mevzua adıyla Beyrut-1985’te yayınlanmıştır, farklı baskı ve neşirleri de bulunmaktadır.

2. el-Cuzekani, Ebu Abdillah Hüseyin b. İbrahim el-Hemedani’nin (543/1148) el-Ebatil ve’l-Menakir ve’s-Sıhah ve’l-Meahir.

Konularına göre tasnif edilmiştir, Kitabu’l-İman ile başlayıp Kitabu’l-Fezail ile bitmektedir ve toplam 741 rivayeti muhtevidir. Kitabın yazılışsebebi müelliften zayıf, mevzu ve asılsız rivayetleri derlemesi ve bunları bu hale getiren sebepleri açıklaması; bunlara mukabil olabilecek sahih rivayetleri beyan etmesi yolundaki talep olmuştur, ki kitaba verilen isim de bunu göstermektedir. Yani eserde uydurmaların yanında sahih veya en azından uydurma olmayan rivayetler de vardır. Müellifin 40 kadar rivayet hakkındaki hükmü tenkit edilmiştir. Eser Abdurrahman Abdulcebbar el-Firyuvai tarafından Hindistan-1983’te neşredilmiştir. Eser ayrıca iki cilt halinde Riyad-1994’te basılmıştır.

3. İbnu’l-Cevzi, Ebu’l-Ferec Abdurrahman (597/1200)’ın Kitabu’l-Mevzuat mine’l-Ehadisi’l-Mevzuat.

Konularına göre tasnif edilmişbir eserdir. Bu konuda en çok tartıma konusu olan ve en çok ses getiren çalışmalardan biridir. Girişmahiyetindeki bablarda uydurmacılar, uydurma sebepleri ve uydurmalar hakkında genel bilgiler verilmekte, (men kezebe) hadisinin varyantları üzerinde durulmaktadır. Sonra Kitabu’t-Tevhid’den başlayarak fıkıh bablarına göre rivayetler zikredilmekte, haklarında yorumlar yapılmaktadır.

Kendi ifadesine göre müellif bu eserini hadisin sahihini uydurmasından ayıramayan mukallid insanların artmışolması gerekçesiyle ve talebelerinin isteği üzerine yazmıştır. Eserine uydurma olduğuna kesin olarak hükmettiği rivayetleri almış,  durumu tartışmalı olan rivayetleri ise bu kitabında değil de el-İlelu’l-Mütenahiye adlı eserinde toplamıştır. Herhangi bir araştırmaya gerek kalmadan, ilk bakışta uydurma olduğu anlaşılan rivayetleri de kasten kitabına almamıştır.

Müellifin Ebu Davud, Tirmizi, İbn Mace’nin Sünenleri, el-Hakim en-Neysaburi’nin Müstedrek’i gibi genelde güvenilir kabul edilen kaynaklarda yer alan hadislerden bazılarını  uydurmadır iddiasıyla kitabına alması; hatta Buhari ve  Müslim’in Sahih’lerinden birer hadisi de uydurmadır gerekçesiyle zikretmesi, müellifinin bazı hadislerin hükmünde kendisiyle çelişkiye dümesi ve benzeri sebepler bu eserin güvenilirliğini hadisçiler arasında tartışılır hale getirmiştir. (Kettani, Hadis Literatürü, s.325, terc. Yusuf Özbek)

Zikredilen sebeplerden dolayı müellif “hadislerin uydurma olduğuna hükmetmek” hususunda çok şiddetli davranmakla suçlanmışve kitabına bir çok reddiyeler yazılmıştır. İbn Hacer el-Askalani (852/1448)’nin kitap hakkındaki şu değerlendirmesi ilginçtir : “ el-Hakim en-Neysaburi’nin Müstedrek’i Sahih olmayan rivayetleri sahih gibi gösterdiğinden mahzurlu; İbnu’l-Cevzi’nin Mevzuat’ı ise uydurma olmayan bazı hadisleri uydurma gibi gösterdiğinden zararlıdır.” Buna rağmen bu eser araştırıcılar tarafından çok ilgi görmüşve sahanın temel eserlerinden biri olma özelliğini hiçbir zaman yitirmemiştir.

 Eser tahkikli ve tahkiksiz olarak bir çok defalar basılmıştır. Bunlardan biri de Abdurrahman Muhammed Osman’ın takdim ve tahkiki ile üç cilt olarak Beyrut-1966’da basılmıştır.[ M. Yaşar Kandemir, Mevzu Hadisler, s.144-145’de eser hakkında geniş bilgi verilmektedir. ]

4. el-Mavsıli, Ebu Hafs Ömer b. Bedr el-Hanefi (622/1225)’nin el-Muğni ani’l-Hıfzi ve’l-Kitab bi Kavlihim lem Yesih Şey’un fi haze’l-Bab.

Eser türünün ilklerindendir ve bu konuda el-Firuzabadi (817/1415)’nin Hatimetu Sifri’s-Saade’si (Beyrut-1986, tahkik Halil el-Meyis)  gibi kendinden sonraki çalışmalara örnek teşkil etmiş,  onları etkilemiştir. Müellifinin ifadesine göre eser, isteyenleri ilme daha çabuk ve kolayca ulaştırmak, farklı meslekleri nedeniyle ilimle uğraşmaya imkan bulamayanlara yararlı olmak ve güzel şeyin azını tattırarak çoğuna heveslendirmek, teşvik etmek maksadıyla yazılmıştır.[ Mavsıli, el-Muğni s. 18, Kahire-1342, tahkik, Cemiyyetü Neri’l-Kutubi’l-Arabiyye ]

 Eserde genelde rivayetler ve senedler bulunmamaktadır. Bir kısım bablar  ve konu başlıkları zikredilmekte, o bab ve konularda sahih hadisin bulunmadığı, var olan rivayetlerin zayıf veya uydurma olduğu söylenmektedir. Zikredilen bazı konularda “bu konuda sadece şu rivayet veya şu rivayetler bulunmaktadır” denilerek buna istisnalar getirilmektedir. Yazar bu kanaatlerini çoğu kere başka muhaddislere ve münekkitlere dayandırmaktadır. Müellifin bu genel ifadeleri çok tartışılmışve bunlardan bir çoğunun doğru olmadığı iddia edilerek reddiyeler yazılmıştır. Bu reddiyelerin en ciddi olanı el-Mavsili ve el-Firuzabadi’ye cevap olarak yazılan İbn Himmat ed-Dimeşki’nin (1091-1175) et-Tenkit ve’l-İfade fi Tahrici Hatimeti Sifri’s-Saade, (Beyrut-1987, tahkik Ahmed el-Berze) isimli çalışmasıdır.

Bu haliyle her iki çalışma da hadis bulmakta kullanılamaz ancak, bu çalışmalardan hangi konuda sahih hadis olmadığı veya hangi konulardaki hadislerin sahih olmadığı hakkında bir ön bilgi edinilebilir.

5. es-Sağani, Ebu’l-Fezail el-Hasan b. Muhammed (650/1252)’in bu konuda iki eseri bulunmaktadır.

a. Risale fi’l-Mevzuat.

Bu eseri zamanında yaşayan hadis alimlerinin zayıflığı sebebiyle camilerde, tekkelerde ve halk arasında uydurma rivayetlerin çok yayılması üzerine yazdığını beyan eden müellif, kitabında herhangi bir tertibe riayet etmemiştir. Uydurma diye nitelediği rivayetleri rast gele sıralayan yazar bu hükümlerine kaynak veya kişi adı da zikretmemiştir. Bazı tenkitçiler onun bir takım hükümlerini isabetsiz olarak değerlendirmişve onu mevzuat konusundaşedid biri olarak kabul etmişlerdir. (M. Yaar Kandemir, Mevzu Hadisler, s.149). Uydurmalar ve uydurmacılar hakkında bazı genel bilgileri ve 145 rivayeti ihtiva eden bu küçük risale Necm Abdurrahman Halef tarafından tahkik edilerek ve fihristlerle zenginleştirilerek Kahire-1980’de yayınlanmıştır.

b. ed-Dürerü’l-Mültekat fi Tebyini’l-Galat ve Nefyi’l-Lağat

Müellif bu eserini zamanında yaygın olarak kullanılan bazı kitaplardaki uydurma hadisleri tespit ve beyan amacıyla yazmıştır. Bu eserlerden biri el-Kuzai, Ebu Abdillah Muhammed b. Seleme (454/1062)’nin Müsnedu’ş-Şihab[Kuzainin bu eseri Ali Yardım tarafından Türkçe’ye çevrilmiş‏ , mukaddime ve değerlendirmeler yazılmışve aslı ile birlikte İstanbul-1999’da neşredilmiştir.] adlı eseridir. Sağani, genellikle tasavvuf çevrelerinde dolaşan hadis ve rivayetleri ihtiva eden bu eserden 56 hadisin uydurma olduğunu zikretmektedir. Tamamen uydurma olduğunu zikrettiği bazı kitaplardaki ilk ve son rivayetleri de eserine almıştır. Bu çalışmasında da belli bir metot izlememiş‏,  rivayetleri rastgele sıralamıştır. Bu eseri önceki eseriyle birlikte Ebu’l-Fida Abdullah el-Kadi tarafından neşredilmitir, Beyrut-1985.

6. İbn Teymiyye, Ebu’l-Abbas Ahmed b. Abdilhalim, Takıyyuddin (728/1328).  Sonraki bazı hadisçiler tarafından tenkitlerinde aşırılıkla itham olunan müellifin bu konuda iki eseri bulunmaktadır :

a. Risale fi’l-Ehadisi’l-Mevzua:

66 rivayeti muhtevi küçük bir risaledir. Genelde İbn Teymiye’nin kendisine durumu sorulan rivayetlere verdiği cevapların talebeleri tarafından onun adına derlenmesiyle oluşan bu eserdeki rivayetler de rastgele sıralanmıştır.

b. Risale fi’l- Ehadisi’l-leti  Yerviha’l-Kussas ;

Adından da anlaşılacağı üzere kıssacılar tarafından nakledilen uydurma 43 rivayeti muhtevi küçük bir risaledir, 34 rivayet önceki risaledeki rivayetlerle aynıdır. Anlaşılan o ki yaklaşık olarak birbirinin aynı olan bu iki risale aynı rivayetlerin farklı şekilde tertiplenmesi ve isimlendirilmesinden başka birşey değildir. Bu risale  İbn Teymiye’nin Mısır-1323’te basılan Mecmuatu’r-Resaili’l-Kubra adlı eserinin II/335-344 sayfaları arasında yer almaktadır.

7. İbn Kayyım el-Cevziyye, Ebu Abdillah Muhammed b. Ebi Bekr (691-751), el-Menaru’l-Münif fi’s-Sahih ve’z-Zaif

İbn Teymiye’nin talebelerinden olan müellifin yazdığı bu eser hadis tenkidine daha doğrusu hadiste metin tenkidine dair yeni bakışaçıları getiren nevi ahsna münhasır orijinal bir çalışma olarak nitelenmekle birlikte müellifin ve eserinin kıymetinin tam takdir edilemediği ifade edilmektedir. Ancak müellifin bu eserindeki kurallara başka eserlerinde mesela Medaricu’s-Salikiin adlı eserinde uymamasına da teessüf edilmektedir (M. Hayri Kırbaşoğlu İslam Düşüncesinde Hadis Metodolojisi, s.49-50, Ankara-1999)

Bu eser genellikle isnadına bakılmaksızın bir rivayetin metninden hareketle uydurma olup olmadığını anlamanın imkanı üzerinde durmaktadır. Müellife göre bu mümkündür ancak bunun için yerine getirilmesi gereken bir kısım şartlar bulunmaktadır. Bu şartları inceleyen, bu tür rivayetlerden örnekler sunan eser konularına göre tasnif edilmiştir ve muhtevasında 348 rivayet bulunmaktadır.

Eseri tahkik eden Abdulfettah Ebu Gudde, tahkikinde çok yararlı dipnotlar yazmış, alfabetik rivayet indeksi de dahil olmak üzere hazırladığı bir çok fihrist ve indeks ile eseri zenginleştirmiştir. Halep-1970’te basılmıştır.

8. es-Suyuti, Ebu’l-Fazl Abdurrahman b. Ebi Bekr b. Muhammed Celaluddin (911/1505)’in el-Leali’l-Masnua fi’l-Ehadisi’l-Mevzua.

Uydurma rivayetler konusunda bir kaç müstakil eser yazan müellifin bu husustaki en muhtevalı ve en meşhur eseri budur. Bu eserine Mevzuatu’l-Kübra adı da verilmektedir. Suyuti’nin ifadesine göre kendisi, bu eserini daha önce anlattığımız İbnu’l-Cevzi’ye cevap ve onun eserindeki hatalı hükümleri tashih için yazmıştır. İşte bu nedenle İbnu’l-Cevzinin eserindeki tertipi bozmamıştır, yani onun eseri de fıkıh bablarına göre tasnif edilmitir. Bazı rivayetlerde İbnu’l-Cevzi’nin kanaatlerine karşı çıkan Suyuti haklılığını ispat için sayfalarca şahid ve mutabi zikreder. Kendi sözlerinin İbnu’l-Cevzi’nin sözlerinden ayrılması için sözlerine (kultü-derim ki) diye başlamışve (Vallahu a’lem-Allah bilir) diye bitirmiştir. Bu kitabındaki rivayetler hakkındaki hükümlerinde e-Beyhaki (458/1066) gibi hadis bilginlerine itimat ettiği için bariz yanılgılara düşmekle ve bazı şahsi kararlarında da hatalı olmakla suçlanan Suyuti, İbn Arrak (963/1556) gibi bir kısım alimler tarafından tenkit edilmiştir. ( M. Y. Kandemir, Mevzu Hadisler, s.155)

Suyuti’nin bu eseri tahkiksiz olarak iki cilt halinde Beyrut-1983’te basılmıştır. Eserdeki rivayetler Riyaz Abdullah Abdulhadi tarafından alfabetik olarak sıralanmış,  indeks ve fihristlerle zenginleştirilerek  neşredilmiştir, Beyrut-1988.

Suyutinin bu konudaki diğer eserleri deşunlardır :

a. Mevzuatu’s-Suğra. İlk yazdığı mevzuat kitabıdır, bu eserini Leali’l-Masnua ile tamamlamıştır.

b. Zeylu’l-Leali’l-Masnua. Adından ilk zikredilen esere ilave gibi görünmekteyse de gerçekte İbnu’l-Cevzinin eserinin muhtasarıdır. Suyuti tarafından bazı ilaveler de yapılmıştır. Kitap, Leknev-1303’te basılmıştır.

c. Taakkubat ale’l-Mevzuat. İbnu’l-Cevzinin Mevzuatını tenkit için kaleme aldığı Nüketu’l-Bediat isimli hacimli eserinin muhtasarından ibarettir. Burada uydurma olmadığını iddia ettiği 300 kadar hadisin müdafaasını yapmaktadır. Eser Leknev ve Lahor’da 1303’te basılmıştır.

d. Tahziru’l-Havas min Ekazibi’l-Kussas. Uydurmacı kıssacılar ve onlar tarafından uydurulan rivayetleri muhtevi bir eserdir. Muhammed b. Lütfi es-Sabbağ’ın tahkiki ile Beyrut-1984’te basılmıştır.

e. Tahziru’l-Eykaz min Ekazibi’l-Vu’az. Uydurmacı vaizler ve onlar tarafından uydurulan rivayetleri muhtevi bir eserdir. Ali Toksarı’nın tahkiki ile Kayseri-1993’te neş‏redilmiştir.

9.  İbn Arrak, Ebu’l-Hasan Ali b. Muhammed (963-1556)’in , Tenzihu’ş-Şeriati’l-Merfua ani’l-Ahbari’‏‏ş-Şeniati’l-Mevzua

Konularına göre ve alfabetik olarak iki sistem üzere hazırlanmışolan bu eser İbnu’l-Cevzi’nin kitabı ile es-Suyuti’nin genelde bu kitap üzerine yazdığı üç kitabının (Leali, Nüketu’l-Bediat ve Zeylu’l-Leali) genel bir özet ve ihtisarından ibarettir. Kısacası müellif bu eserlerdeki hadisleri derleyerek bir araya getirip tasnif etmişve ortaya koyduğu bu eseri Osmanlı Sultanı Kanuni’ye sunmuştur.

Eserinin baştarafına uydurma hadislerin alametleri ve ortaya çıkışsebepleri hakkında bilgi vermiş‏ظ (men kezebe) hadisinin ravileri ve varyantlarını kaydetmiştir. Daha sonra hadis uyduranların adlarını alfabetik olarak sıralamışve haklarındaki tenkitleri kısa ifadelerle belirtmiştir. Ayrıca burada eseri hazırlarken yararlandığı kaynakları da kaydetmiştir. Bu faydalı giriş diğer mevzuat kitaplarında bulunmamaktadır.

Müellif eserini üç bölüm halinde düzenlemiş, bu bölümleri de kendi içlerinde bablara ayırmıştır. Bablara aldığı rivayetleri de alfabetik tasnife tabi tutmuştur. Bu durumda eserden rivayet arayacak olanlar rivayetin konusunu ve ilk harfini bildiklerinde maksatlarına kolayca nail olabileceklerdir.

Müellif üç bölümün birincisinde İbnu’l-Cevzi’nin uydurma olarak kabul ettiği, Suyutinin de ona itiraz etmediği rivayetleri almıştır; ikinci bölümde İbnu’l-Cevzi’nin uydurma saydığı fakat Suyuti’nin ona muhalefet ederek uydurma olmadıklarını savunduğu rivayetleri almıştır; üçüncü bölümde de İbnu’l-Cevzi’nin Mevzuat’ında yer almayan ve sadece Suyuti’nin uydurma olarak kabul ettiği rivayetleri almıştır. Kendi görüşlerini ve alıntılarını genellikle başında (kultü-derim ki), sonunda da (Vallahu a’lem-Allah bilir) ifadelerini kullanarak ayırmıştır. Zikrettiği uydurmaların kimler tarafından uydurulduğunu da genelde tespit etmeye ve rumuzlar kullanarak zikretmeye çalışmıştır.

Bu muhtevalı ve yararlı eser bir çok defalar basılmıştır. Bu neşirlerden biri Abdulvahhab Abdullatif ile Abdullah Muhammed es-Sıddik’in tahkikli olara iki cilt halinde gerçekletirdikleri neşirdir, Beyrut-1981.

10. el-Fetteni, Cemaleddin Muhammed b. Tahir el-Hindi (986/1578)’nin Tezkiretu’l-Mevzuat fi’l-Ehadisi’l-Merfuat.

Konularına göre tasnif edilmişolan bu eserde senedler tamamen hazfedilmiştir. Kendi ifadesine göre müellif eserini yazarken ifrat ve tefritten kaçınmış, yani İbnu’l-Cevzi ve Sağani gibi bir hadise kolayca uydurma demekten veya sahih olmayan bir rivayeti de sahih göstermekten sakınmıştır, eserin yazılışgayesi de budur.

Eserinin mukaddimesinde  hadis ıstılahları, uydurmacı raviler ve içerisinde uydurma rivayetler bulunduran eserlerden kısaca bahsetmektedir. Eser aynı müellife ait olan zayıf ve uydurmacı ravileri açık, kısa ve kesin hükümlerle tanıtan Kanunu’l-Mevzuat ve’z-Zuafa isimli eserle birlikte basılmıştır, Kahire-1343

11. Aliyyu’l-Kari, Ali b. Sultan Muhammed el-Herevi (1014/1605)’nin bu konuda iki eseri bulunmaktadır:

a. el-Esraru’l-Merfua fi’l-Ahbari’l-Mevzua veya kısaca el-Mevzuatu’l-Kubra.

Tamamen alfabetik olarak tasnif edilmiş olan bu eser halk dilinde meşhur olan rivayetleri tenkit etmeyi amaçlayan eser görünümündedir. Daha doğrusu halk dilinde dolaşan rivayetlerden sadece uydurma olanlarını derlemek amacıyla yazılmıştır. Bu nedenle uydurma olduğu hakkında kesin hüküm bulunmayan rivayetler esere alınmamıştır.

Eserinin girişinde muhtelif kaynaklardan alıntılarla zındıkların ve uydurmacıların durumları, bazı usul konuları ve (men kezebe) hadisinin varyantları hakkında bilgiler verilmektedir. Çok kullanışlı ve yararlı olan eser 1368 rivayeti muhtevidir. Eser birkaç defa basılmıştır, bunların en mükemmellerinden biri, Ebu Hacir Muhammed es-Said Besyuni Zağlul tarafından tahkik edilen ve fihristlerle zenginletirilen baskısıdır, Beyrut-1985. Bu eser Ahmet Serdaroğlu tarafından Usul-i Hadis ve Mevzuat-i Aliyyu’l-Kari adıyla Türkçe’ye çevrilmiştir, Ankara-1966.

b. el-Masnu’ fi Marifeti’l-Hadisi’l-Mevzu

Mevzuatu’s-Suğra olarak da bilinen bu eser önceki eseri gibi alfabetik olarak hazırlanmıştır. 478 rivayeti ihtiva eden bu çalışmada diğerinden farklı olarak müellif mukadimesi çok kısa tutulmuştur.

Her iki kitabın muhtevalarındaki hadisler büyük ölçüde birbirinin aynıdır. Bu eser Abdülfettah Ebu Gudde’nin önsözü çok geniş ve yaralı dipnotlarıyla, muhtevalı indekslerle zenginleştirilerek basılmıştır. Beyrut-1969.

12- eş-Şevkani, Muhammed b. Ali b. Muhammed (1250/1832)’in el-Fevaidu’l-Mecmua fi’l-Ehadisi’l-Muvzua.

Konularına göre tasnif edilmiş olan eserde 1423 rivayet bulunmaktadır. Zaman bakımından sonra olmanın verdiği avantajla önceki bütün uydurma hadis kitaplarından yararlanma imkanı bulmuştur.  Merfu olduğu iddia olunan uydurmalar hakkındaki fikrini kısaca açıklayan müellif rivayetin kime ait olduğunu da araştırmaktadır. O rivayet hakkında bilgi ve hüküm veren eser veya şahısları da zikreden müellif eserinin geniş muhtevasıyla övünmekte ve mübalağalı bir ifadeyle “kimin yanında benim kitabım olursa o kişi bir rivayetin uydurma olduğunu araştırma hususunda başka eserlere ihtiyaç duymayacaktır.” demektedir.

Birkaç defa basılmışolan bu eserin tahkikli neşirlerinden biri Abdurrahman b. Yahya el-Muallimi elYemani’nin neşridir, Kahire-1960.

13- el-Leknevi, Ebu’l-Hasenat Muhammed b. Abdulhay’ın (1304/1888) el-Asaru’l-Merfua fi’l-Ahbari’l-Mevzua.

Eser tamamıyla mübarek gün ve gecelerde kılınması tavsiye edilen namazlarla ilgili rivayetlerin tenkidine tahsis edilmiştir. Kendisine sorulan bir soruya karşılık böyle gün ve gecelerde kılınan namazlarla ilgili olarak muteber kitaplarda rivayet bulunmadığını ve söylenenlerin de aslının olmadığını söyleyince muarızı ile aralarında şiddetli bir münakaşa çıkar. Bu gibi rivayetlerin İmam Gazzali gibi büyük bilginlerin eserlerinde bulunduğunu ifade eden muarıza karşılık rivayetleri bu alimlerin uydurmadıklarını, bazı cahil zahitlerin ve din düşmanlarının uydurduğunu, bu kitaplarda yer almasının da bir yanılgı olduğunu anlatır. Mukaddimesinin devamında (men kezebe) hadisinden ve Hz. Peygamberin fezaili ile ilgili yaygın uydurmalardan bahseder.

Mübarek gün ve gecelerdeki ibadetlerle ilgili uydurmalar iki bölüm halinde ele alınmaktadır. “Birinci ikaz” başlığını taşıyan ilk bölümde haftanın gün ve gecelerinde kılınması tavsiye edilen nafile namazlarla ilgili rivayetler ele alınır. “İkinci ikaz” başlığıyla da ikinci bölümde senenin farklı günlerinde kılınması tavsiye edilen namaz ve ibadetlerle ilgili rivayetler ele alınmaktadır. Kitabın sonunda da bu konularda mevcut olan merfu ve mevkuf rivayetlere dair Hüsameddin el-Minkapuri’nin Vesiletu’t-Talibin ila Rabbi’l-Alemin adlı eserden iktibaslarda bulunmakta bunların leh ve aleyhindeki görüşlerini zikretmektedir.

Muhtelif baskıları bulunan bu kıymetli eser Ebu Hacir Muhammed es-Said Besyuni Zağlul tarafından tahkik edilerek ve fihristlerle zenginleştirilerek neşredilmiştir, Beyrut-1984.

14- el-Kavukci, Ebu’l-Mahasin Muhammed b. Halil et-Trablusi (1224-1305/1809-1887)’nin el-Lü’lüü’l-Marsu fi ma la Asle lehu ev bi Aslihi Mevdu’. Alfabetik sisteme göre tertiplenmiş olan bu eser, 742 rivayeti ihtiva etmektedir. Yazar, eserinin kısa mukaddimesinde (men kezebe) hadisi ve varyantları üzerinde durmakta, Hz. Peygamber’e yalan isnad etmenin tehlikesine dikkat çekmektedir. İnsanları bu tehlikye düşmekten kurtarmak maksadıyla bu eseri yazdığını ifade eder.

Eser, Fevvaz Ahmed Zümerli’nin tahkiki, yararlı dipnotlar ve fihristler ilavesi ile zenginleştirilerek Beyrut-1994’de basılmıştır.

15- M. Nasıruddin el-Elbani, Silsiletu’l- Ehadisi’z-Zaife ve’l-Mevzua

Bu eser Suriye’li çağdaş alim ve muhaddislerden el-Elbani’nin neşrettiği, Silsiletu’l-Ehadisi’s-Sahiha, gibi değerli hadis silsilelerinden birisidir. 2501 rivayeti ihtiva etmektedir. Eser sadece uydurma rivayetleri değil, zayıf hadisleri de muhtevidir. Yazar bu tür rivayetlerin temiz İslam inancını bozduğu ve halkın inançları arasına bir çok hurafeleri kattığı, bu nedenle de bu tür rivayetlere karşı mücadele etmenin gerekli olduğu düşüncesinden hareketle eseri kaleme almıştır. Eser herhangi bir sisteme sahip olmayıp, araştırmacıların daha kolay faydalanabilmesi için her ciltin sonuna hadisleri çeşitli açılardan taksim eden fihristler eklenmiştir.

Müellif rivayetleri kaydettikten sonra, bunların hangi kaynaklarda yer aldığı hassas bir şekilde vermektedir. Daha sonra bu rivayetler hakkında önceki alimlerin söylediklerini ve itirazlarını belirtip kendi görüş ve kanaatlerini de dile getirmektedir. Bir nevi hadis derlemesi ve şerhi görünümünde  olan bu eser, 5 cilt halinde Riyad-1992’de basılmıştır.